لحظة بلحظة

Suriye, Lübnan, Irak ve Ürdün tarım bakanları buluştu


Suriye, Lübnan, Irak ve Ürdün tarım bakanları, Şam’da “Bölgesel Düzeyde Tarımsal Ekonomik Entegrasyonu Sağlamaya Doğru” başlığı altında dördüncü toplantılarını gerçekleştiriyor. Suriye Tarım Bakanı Muhammed Hasan Kattana’ya göre, basına kapalı toplantıda 4 ülkedeki projelerin uygulanmasını devam ettirmek için kuruluşların fonlarının nasıl artırılacağı ele alınıyor. İki gün sürecek toplantıda, Suriye, Irak, Ürdün ve Lübnan arasında tarım alanında iş birliğine yönelik bir mutabakat zaptı imzalanmasıyla sona ermesi bekleniyor.

Irak Tarım Bakanı Abbas el-Allavi, iklim değişikliğinin artan zorlukları ile tahıl arzını ve gıda fiyatlarını etkileyen birbirini izleyen krizler karşısında 4 ülke arasında tarımsal entegrasyona duyulan ihtiyacı vurguladı. Allavi 4 ülkenin ticaret alışverişini geliştireceğini, tarımsal emtia akışını kolaylaştıracağını, tecrübe alışverişi yapacağını ayrıca tarım ve hayvancılık sektörlerinde teknik iş birliğini geliştireceğini açıkladı.

Lübnan Tarım Bakanı Abbas el-Hac Hasan da gıda güvenliğinin diğer tüm konular arasında öncelikli olduğunu belirtti. İklim değişikliği ve küresel ısınmanın tüm dünyayı ilgilendiren kaygılar olduğunu vurguladı.

Pazar günü Şam’da başlayan Suriye, Irak, Lübnan ve Ürdün tarım bakanlarının toplantısı, geçtiğimiz yıl içerisinde ilki Şubat ayında Irak’ta, ikincisi Temmuz ayında Lübnan’da ve üçüncüsü Eylül ayında Ürdün’de yapılan toplantının ardından dördüncü toplantı oldu.

Söz konusu 4 ülke kötü bir tarımsal durum sebebiyle sıkıntı çekiyor. Ayrıca, Fırat Nehri’nin seviyesinin düşmesi ve bu konuda Türk tarafı ile net bir anlaşmaya varılamaması nedeniyle su paylarının tamamını alamamalarına bağlı olarak Suriye ve Irak su sıkıntısı yaşıyor. Bu durum, iki ülkenin ekonomiyi gıda güvenliğini tehdit edecek kadar yoran savaşlar ve sonrasındaki yansımaları nedeniyle istikrarsızlık ve güvensizlik yaşamasının yanı sıra geliyor.

Dört tarım bakanı iklim değişikliğini ve ekonomik durumu tartışırken, Cemile ve kızları da dahil olmak üzere batı Hama kırsalındaki beldenin kadınları, iftar hazırlamak için yabani bitki topluyor.

50’li yaşlarında bir kadın olan Cemile, her gün onlarca kadınla birlikte bahar mevsiminde yetişen ebegümeci, karaağaç, kenger, hodan, papatya, yabani kekik gibi yenilebilir yabani bitkileri toplamak için tarım arazilerine toplamaya gidiyor. Cemile, nadir olması ve besin değeri açısından önemi nedeniyle talep gören ve pahalı olan kenger bitkisinden mümkün olduğu kadar fazla toplamaya çalışıyor. Daha sonra, özellikle Ramazan ayının gelişiyle birlikte sebze ve et fiyatlarındaki büyük artışın gölgesinde, Hama şehrinin kaldırımlarında bu bitkileri satmaya hazırlanırken dikenlerini temizliyor.

Suriye’de kırsal kesimde yaşayan pek çok kadın bahar aylarında geçimlerini yağ, sarımsak veya soğanla pişirilen yabani bitkiler satarak geçimlerini sağlıyor. Bu bitkiler, bitkisel yiyeceklerle sınırlı olan Hıristiyan Pentekostal orucuna da denk gelen bu mevsimde daha popüler olurken, Müslüman orucuyla çakıştığı için talep daha da artıyor.

Geçen ay et fiyatları yüzde 25 ile yüzde 50 arasında değişen görülmemiş bir artış yaşadı. Bir kilo kuzu etinin fiyatı 100 bin Suriye lirasına (13 dolar) ulaştı. Şam’daki Şeyh Muhyiddin-i Arabi çarşısındaki Lahham, “İçli köfte şimdi 200 bin liradan fazlaya mal oluyor. Şamlıların çoğunun ilk iftar için pişirdiği sütlü kabak yemeğinin maliyeti 80 bin lirayı, koyun sütünün bir kilosu da 8000 bin lirayı buluyor” dedi. Lahham “Yarısı et yarısı bulgur olduğu için önceden içli köfte fakirlerin yemeğiydi ancak bugün rüyalarında bile görmüyorlar” ifadelerini kullandı.

Tarım ve hayvansal ürünlerin fiyatları mevsimleri geldiğinde düştüğü için, fiyatların alışılmadık derecede yüksek olmasının nedeni hakkında, Lahham “Üretim ve nakliye maliyetleri yükseldi. Hama ve Deyri Zor’da bir kilo kuzu etinin fiyatı bunun yarısından az, yani 50 bin lira. Şam ile diğer şehirler arasındaki fark ulaşım, kontrol noktaları, jeneratörlerin buzdolaplarını çalıştırması için benzin, vergiler ve diğer sebeplerden kaynaklanıyor” dedi.

Hükümetin tarım planlarını oluşturmakta hala bocaladığı bir dönemde, tavuk eti üreticilerinin yaklaşık yüzde 20’si yüksek maliyetler nedeniyle hizmet dışı kalırken,  Suriye iftar sofralarında artık tavuk bulunmuyor. Diğer yandan geçen ay yaşanan soğan krizi, Suriye’de tarım sektörünün yol olmasının boyutunu gözler önüne seriyor. Zira Suriye, savaştan önce tarımın ulusal hasılanın yaklaşık yüzde 28’ini oluşturduğu, gıda açısından güvenli bir ülkeden, nüfusunun yaklaşık yüzde 60’ının gıda güvensizliği tehdidi altında olduğu ve nüfusunun yüzde 83’ünden fazlasının yoksulluk sınırının altında olduğu bir ülkeye dönüştü.






المصدر

اترك تعليقاً

لن يتم نشر عنوان بريدك الإلكتروني. الحقول الإلزامية مشار إليها بـ *

زر الذهاب إلى الأعلى