Birliklerini Mali’den çeken Almanya, bölgedeki yatırım planlarını açıkladı
Berlin yönetimi, Başbakan Olaf Scholz’un göreve başlamasından bu yana Afrika’ya gerçekleştirdiği ikinci resmi ziyaretinin öncesinde, Alman ordusunun Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü’nün bir parçası olarak Afrika ülkesi Mali’deki görevinin (konuşlandırılmasından 11 yıl sonra) sona erdiğini resmen duyurdu. Buna rağmen Almanya, Afrika’da ‘aktif’ kalacağını vurguladı. Başbakan Scholz, Etiyopya ve Kenya ziyaretlerinde ‘yanında taşıdığı bir mesaj olarak’ Kıta’daki güvenliği desteklemeye kararlı.
Almanya’nın önümüzdeki yıl mayıs ayı sonuna kadar bin 100 askerini geri çekme kararı, Mali’deki yetkililerin Alman ordusunun yapabileceği hareketleri sınırlayan çerçeveler koymasının ardından geldi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Berlin’i, kuvvetlerinin artık kendilerine verilen görevi yerine getiremeyeceğinden şikâyet etmeye iten de buydu. Der Tagesspiegel gazetesi, Mali’deki Alman kuvvetlerinin komutanı Albay Heiko Bonzak’ın “Alman ordusunun yetenekleri bir süredir kademeli olarak azalıyor” sözlerine yer verdi. Gazete ayrıca hükümet kaynaklarının ‘Mali’deki hükümetin artık BM Mali Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSMA) kuvvetlerinin görevlerini tam olarak yerine getirmesine izin verme iradesine sahip olmadığını’ söylediğini aktardı.
Berlin bir süredir ordusunun Mali’deki görevlerinin, bölgedeki yetkililer tarafından (geçtiğimiz yıllarda Mali’deki yetkililerle ilişkilerini güçlendiren ve onlar üzerindeki etkisini artıran) ‘Rusya’nın da etkisiyle’ belirlendiğinden yakınıyordu.
Alman hükümeti, Federal Meclis’i (Bundestag) ordunun görev süresini bir yıl daha uzatmaya ve Mayıs 2024’ün sonunda sona erdirmeye çağırdı. Misyondaki maksimum katılımcı sayısı, 550 milyon euroyu aşan bir maliyetle Alman ordusunun bin 400 unsuru olacaktı.
Bununla birlikte Alman hükümetindeki bakanlar, Berlin’in ‘Sahel bölgesindeki Alman politikasının yeniden yönlendirilmesiyle’ Afrika’nın güvenliğine bağlı kalacağını doğruladı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock açıklamasında “Sahel sallandığında, Avrupa artçı sarsıntıları hissediyor. Bu nedenle gelecekte hem sivil hem de askeri olarak bölgede kararlılığımızı sürdüreceğiz” dedi. Nijer, Moritanya ve Gine Körfezi ülkeleriyle ilişkilerin güçlendirilmesi karşılığında Almanya’nın MINUSMA güçlerine katılımının önümüzdeki aylarda kademeli olarak azalacağını da sözlerine ekleyen Baerbock, söz konusu ülkelerle yapılan ortaklığın ‘bölgedeki krizlerin bu ülkelere sıçramasını engelleyeceğini’ vurguladı.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius da konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Alman kuvvetlerinin Mali’den çekilmesi, Almanların bölgeye askeri katkılarını durdurmak anlamına gelmiyor. Almanya, bölgedeki istikrarsızlığı önlemek için Mali’nin komşu ülkesi Nijer’de özel kuvvetlerin eğitimine katkıda bulunacak.”
Ancak konuya dair en önemli açıklama, Almanya’nın ekonomi aracılığıyla siyaseti etkilemeye yönelik onlarca yıllık politikasına dönüşü temsil eden, Almanya’nın bölgede uygulamaya çalıştığı iddialı bir kalkınma planını açıklayan Kalkınma Bakanı Svenja Schulze’den geldi. Berlin, Ukrayna’daki savaşın başlamasına kadar Almanya’nın ana gaz kaynağı olan Moskova ile yıllarca bu politikayı benimsedi. Alman yetkililer daha sonra Berlin’in Rusya’ya yaklaşımında ve ekonominin kendisine Rusya ile siyasi kazanımlar sağlayacağına inanmakta hatalı olduklarını açıkladılar.
Alman hükümeti şu an, Mali’den askeri olarak çekildiğini açıkladıktan sonra Sahel ülkelerini de kapsayan daha geniş bir ekonomik planı uygulamaya başlayacak. Almanya Kalkınma Bakanı’na göre söz konusu ekonomik plan, yerel olarak binlerce işi güvence altına alan ikili ve uluslararası projeler kapsamındaki kalkınma planlarının finansmanını da içeriyor.
Alman kuvvetleri, barışçıl ve demokratik bir iktidar geçişini kolaylaştırmak amacıyla 2013 yılından bu yana BM kuvvetlerinin bir parçası olarak Mali’de konuşlandırılmış durumda. Alman kuvvetleri ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) bir yıl önce iktidara karşı darbe gerçekleştiren ve başkent Bamako’ya doğru ilerlemeye çalışan milisleri yenmek için Mali’de yetkililerin daveti üzerine Fransa öncülüğünde gerçekleştirilen askeri operasyon sonrasında aldığı kuvvet konuşlandırma kararının uygulanmasında da aktif rol oynadı. Ancak 2021 yılındaki başka bir darbe, uluslararası güçlerin konuşlandırılmasına karşı çıkan ve Rusya ile daha yakın bir ilişki kurmayı tercih eden Malili yetkilileri iktidara getirdi. Bu ilişki Batı’yı, Rusya ve Mali’de konuşlandırılmış Rus paralı asker grubu Wagner güçlerini BM güçlerinin çalışmalarını baltalamak ve görevlerini yerine getirmelerini engellemekle suçlamaya sevk etti. Mali’deki yetkililerle ilişkilerinin bozulmasına rağmen Alman hükümeti, Almanya’nın Mali’den çekilmesinin ardından kalkınma harcamalarının merkezi haline getireceği Nijer ile iyi ilişkilerini sürdürdü. Geçtiğimiz yılın sonunda Almanya Kalkınma ve Savunma Bakanları ortaklaşa bir ziyarette Nijer’e giderek Almanya’nın Mali’den çekilmesine rağmen bölgeye olan bağlılığının devam ettiğini teyit ettiler.
Almanya Başbakanı’nın bölgedeki kalkınma ve güvenliği görüşmek üzere iki günlük bir ziyaret için Kenya ve Etiyopya’ya gitmesi, Scholz’un Etiyopyalı yetkililer ve ayrıca Afrika Birliği (AfB) ile görüşmekte olduğu Sudan’daki durumun gölgesinde kaldı. Ancak Alman iş insanlarından oluşan geniş bir heyet ile seyahat eden Almanya Başbakanı’nın ziyaretinin odak noktası yalnızca güvenlik meseleleri değil. Başbakan, Kenya’nın önde gelen Afrika ülkelerinden biri olduğu ‘yeşil enerji’ ile ilgili projelere yatırım yapmak için Kenya ile çok sayıda anlaşma imzalamayı hedefliyor. Kenya’nın kullandığı enerjinin çoğu yeşil enerjiden üretiliyor. Ancak ülke, endüstriyel tabanını genişletmek için ek yatırım arıyor.